Menü

Ara
Close this search box.

Arama

Kandida’nın 6 Belirtisi

Neredeyse hepimizin en az bir kere yaşadığı bir problem olarak söyleyebileceğimiz kandidaya gelin biraz yakından bakalım. Kandida olarak bilinen maya cinsi de dahil olmak üzere birçok mantar türü için insan vücudu bir yaşam alanıdır. Tipik olarak ağızda, bağırsaklarda ve ciltte küçük miktarlarda bulunur. Normal şartlar altında mantar vücut için bir tehlike olarak düşünülmez. Aksine bağışıklık sistemimizin önemli parçalarındandır.

Bununla birlikte, kontrolsüz bir şekilde büyümeye başladığında kandidiyaz olarak bilinen bir enfeksiyona neden olabilir. Aslında insanlarda mantar enfeksiyonlarının en yaygın nedeni olsa da vücudunuzdaki sağlıklı bakteriler kandida seviyelerini kontrol altında tutar.

Sağlıklı bakteri seviyeleri bozulursa veya bağışıklık sistemi tehlikeye girerse, kandida aşırı üremeye başlayabilir. Buna sebep olabilecek şeyler arasında sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve hayat tarzı gibi faktörler rol oynar. 

Kandida'nın 6 Belirtisi

1. Oral Pamukçuk

Ağızda veya boğazda gelişen kandidiya “pamukçuk” adı veriliyor. En çok yenidoğanlarda, yaşlılarda ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde görülür. Kötü ağız hijyeni veya çıkarılabilir takma dişleri olan kişiler de yüksek risk altında kabul edilebilir. Ağızda pamukçuk problemi yaşayan kişilerde tipik olarak dillerinde, yanaklarının iç kısmında, diş etlerinde, bademciklerinde veya boğazında beyaz, engebeli lekeler görülür. Bu belirtilerin önüne erken geçilmezse kandidanın yemek borusuna yayılma ihtimali olabilir.

Önüne geçebilmek için öncelikle ağız hijyenine dikkat etmek önemli olacaktır. Her sabah rutininize ekleyebileceğiniz bir kaşık hindistan cevizi yağı ile gargara bu problemin önüne geçmek için alabileceğiniz küçük tedbirlerden biri olabilir. Gargaradan sonra dişlerinizi fırçalayabilirsiniz. Bu rutinle birlikte ağızda oluşan zararlı bakterilerin zamanla azaldığını gözlemleyebileceğinizi söyleyebiliriz.

2. Yorgunluk

 

Kandidayla ilişkilendirilebilecek en yaygın belirtilerden biri tabii ki yorgunluk. Kişisel yaşantınızın yoğun temposu içinde aksatılan rutinler uzun süreli olduğunda bağışıklık sisteminizi ve vücut direncinizi etkiler. Bununla birlikte, kandidaya sıklıkla B6 vitamini, esansiyel yağ asitleri ve magnezyum gibi beslenme eksiklikleri eşlik eder. Özellikle vücuttaki magnezyum eksikliği yorgunluğun en temel belirtilerinden biridir.

Zayıflayan bağışıklık sistemi de kandidanın oluşmasındaki önemli bir etkendir. Bağışıklığın zayıflaması sizi yorgun ve bitkin hissettirir. Yapılan bir araştırma, bağırsağın uzun süreli kandidanın kronik yorgunluk sendromunun potansiyel bir nedeni olabileceğini düşündürmektedir.

3. Tekrarlayan Genital ve İdrar Yolu Enfeksiyonları

 

Kandida çoğu kadının vajinasında sağlıklı bir oranda bulunur. Bunun artması mantar enfeksiyonu olarak da bilinen vajinal kandidaya yol açabilir. Tüm kadınların %75’inin yaşamları boyunca en az bir vajinal mantar enfeksiyonu geçireceği tahmin ediliyor. Erkekler de genital maya enfeksiyonlarına yakalanabilir, ancak bu çok daha nadir görülür.

Vajinal kandidanın belirtileri arasında kızarıklık, şişme, kaşıntı, ağrılı cinsel ilişki ve vajinadan kalın, beyaz bir akıntı bulunur. Çok daha az yaygın olmasına rağmen, idrar yolu enfeksiyonuna neden olabilir. İdrar yolu enfeksiyonunun semptomları arasında idrar yaparken yanma hissi, sık idrara çıkma dürtüsü, bulanık, koyu veya garip kokulu idrar ve alt karnınızda ağrı veya basınç görülebilir.

4. Sindirim Problemleri

Sindirim sisteminizin sağlığı, büyük ölçüde bağırsağınızda yaşayan iyi ve kötü bakteriler arasındaki iyi dengeye bağlı olduğunu söyleyebiliriz. Normalde bağırsağınızda bulunan iyi bakteriler nişastaları, lifleri ve bazı şekerleri işlemeye yardımcı oldukları için sindirim için önemlidir. Bağırsaklarınızdaki bakteriler dengesiz hâle geldiğinde kabızlık, ishal, mide bulantısı, gaz, kramplar ve şişkinlik gibi sindirim sorunları yaşayabilirsiniz.

Son çalışmalar, kandidanın aşırı büyümesinin, ülseratif kolit ve Crohn hastalığı dahil olmak üzere sindirim sistemin çeşitli hastalıkları ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Bu belirtileri görmeye başladığınızda etkilerini azaltabilmek için kandida diyeti uygulayabilirsiniz.

Bu diyet şeker, gluten, alkol, bazı süt ürünleri ve zararlı katkı maddelerinin kullanımını yasaklarken, düşük şeker içeren meyveler, nişastalı olmayan sebzeler ve glutensiz yiyeceklerin tüketimine teşvik eder. Sindirim problemlerini azaltabilmek ve güne tazelenmiş başlayabilmek için her sabah ılık bir suya limon suyu ekleyerek vücudunuzun alkali dengesini sağlayabilirsiniz.

Bu rutin iştah kontrolünüze de yardımcı olabilir ve zamanla şekerinizi dengeleyerek sizi kötü etkileyebilecek gıdalardan uzaklaşmanızı sağlayabilir. Bu diyetle bağışıklığınızı güçlendirebilirken bağırsak florasının düzenlenmesine yardımcı olur.

5. Sinüs Enfeksiyonları

Yaygın semptomlar arasında burun akıntısı, burun tıkanıklığı, koku kaybı ve baş ağrısı bulunuyor.

Kısa süreli sinüs enfeksiyonlarına çoğunlukla bakteriler neden olsa da, uzun süreli, kronik sinüs enfeksiyonlarının çoğunun maya enfeksiyonu olduğu düşünülmektedir.

Yapılan bir araştırma, kronik sinüs enfeksiyonu olan 210 kişiden oluşan bir grubu inceledi ve bu kişilerin %96’sının mukuslarında mantar olduğunu buldu. 

6. Deri ve Tırnak Enfeksiyonları

Tıpkı bağırsaklarınızda olduğu gibi, cildinizde de kandidanın kontrolsüz bir şekilde büyümesini engelleyen bakteriler mevcut. Tüm bakteriler, değişen sıcaklık, nem veya asit seviyeleri dahil olmak üzere farklı koşullarda gelişir. Bu nedenle cildinizdeki problem ortamdaki bir değişiklikle cildinizdeki kandidanın aşırı üremesine yol açabilir. Örneğin kozmetikler, sabunlar ve nemlendiriciler cilt koşullarını etkileyebilir. Bu nedenle cildinizi iyi tanıyarak size iyi gelen bir cilt bakımını benimsedikten sonra koşullar değişse de sadık kalabilmeye özen göstermek gerekiyor. Deri kandidası vücudun herhangi bir bölümünü etkileyebilirken, koltuk altları ve kasık gibi sıcak ve nemli alanlar da enfeksiyona yatkın bölgelerdir. Kaşıntı ve gözle görülür bir döküntü, cilt mantar enfeksiyonlarının en yaygın iki belirtisidir.

Bu belirtileri tetikleyebilecek başka etkenler de olabilir. Fazla antibiyotik kullanımı, rafine şeker ve aşırı karbonhidrat tüketimi, alkol ve yüksek stres seviyesi mantar enfeksiyonları tetikleyen etkenler olarak gösterilebilir. Bağışıklık sisteminizi güçlü tutmak, yaşam kalitenizi artırarak yaşanabilecek kandida problemlerini minimuma indirmenize yardımcı olacaktır. Yeniden hatırlatmak gerekirse, beslenme rutinleriniz, aldığınız takviyeler, uyku düzeniniz daha kaliteli ve sağlıklı bir yaşam için önemli anahtarlardır.

Sağlıklı Yaşam Merkezlerimiz